Kültürel Yaklaşım Nedir?
Kültürel Yaklaşım Nedir? En önemli temsilcileri: Goethe, F Schelling, F. Schleiermacher, F. Nietzsche ve Schopenhauer’dir.
Kültürel Yaklaşım Nedir?
Kültürel yaklaşım insanlığın dil, edebiyat, felsefe ve bilim gibi değerlerinin öğrenciye kazandırılmasını benimser. Bu da kültürün toplumca kabul edilen biçimine nüfuz etmekle gerçekleşebilir.
- Bu yaklaşım eğitimli bireyi, bilinen en yüce değerlerle bezenmiş olarak görmek ister.
- Bireye kültürel değerlerin kazandırılması eğitim faaliyeti içinde olan bir olaydır. Bireysel gelişimin ve kişilik oluşumunun da böylesi bir eğitim ile gerçekleştirilebileceğini kabul eder.
- Eğitim faaliyeti de kültür olarak görülmelidir. Çünkü eğitim kurumları bilgi ve kültürün yeni kuşaklara aktarıldığı yerlerdir.
- Kültürel Eğitim Anlayışını savunan düşünürler aydınlanma natüralizmine ve kuru akılcılığa karşı olmakla beraber ekonomik ve teknolojik hegemonyaya karşı bir tavırla da bu yaklaşımı ortaya koymuşlardır.
- Bu filozoflar, modernitenin getirdiği yeni yaşam düzenine ve eğitimin bir takım becerilerin geliştirilmesi olarak görüldüğü mesleki eğitim şeklinde anlaşılmasına itiraz ederler.
Kültürel Yaklaşımda Bildung İdeali
Bireyde sağlam bir karakter geliştirilmesini ve kendini gerçekleştirmenin kültür aracılığıyla yapılmasını ifade eden bu görüş, kişinin entelektüel gelişimle beraber manevi bir gelişimi de kültür sayesinde edinmesini salık verir.
Kültürü meslek edinme ya da devlete personel kazandırma amaçlarının aracı olarak gören Aydınlama pragmatizmine karşı çıkarak, onun yerine bilim kadar felsefe, edebiyat, sanat ve teolojiyi içine alan bir kültür alanını amaç olarak önerir.
Bu yaklaşım temsilcileri (Aristo gibi), öğrenme ve bilginin amacının «düşünme» olduğunu kabul ederler. Bu bağlamda bilim, felsefe, teoloji ve sanatın gayesi tefekkür ya da hakikatin tecrübe edilmesidir.
Modern dünyada özünü yitirmiş, yabancılaşmış insanın bütüncül gelişiminin ve kendini gerçekleştirmesinin aracı ancak kültür olabilir.
Varlık Anlayışı
Kültürel yaklaşımı benimseyen kimi irrasyonalist kimi romantik filozofların varlık anlayışları birbirleriyle pek örtüşmese de, modern felsefenin mekanist görüşüne karşı olmada birleşirler.
Aynı zamanda varlığı madde ve ruh olarak parçalayan düalist ve statik anlayışlara karşı olma noktasında da aynı düşünürler.
Kültürel yaklaşımı benimseyen filozoflar varlığı sürekli oluş halinde bulunan bir organizma olarak görürler.
Doğanın cansız bir madde olarak görülmesine karşın, onun canlı ve iradi olduğunu iddia ederler.
Bilgi Anlayışı
Yaratıcı doğanın, analitik akıl yoluyla anlaşılamayacağını, onun ancak duyu ve sezgi yoluyla anlaşılabileceğini düşünürler.
Akıl, ikincil bir kuvvettir. Üstelik parçacı hareket ettiği için de hakikati de parçalamaktadır.
Bu da hakikatin anlaşılmaz sanılmasına neden olur. Oysa doğa gizemleri aşk, deneyim ve sezgiyle kavranabilir.
Etik Anlayışı
Kültürel yaklaşım savunucuları genellikle kendini gerçekleştirme etiğini savunurlar.
Bu anlamda özellikle yaklaşımın romantik düşünürleri Aristocu idealist etiğe geri dönüş yapmışlardır. Buna göre en yüce iyi, insani erdemlerle elde edilebilir.
Kültürel yaklaşımcılar haz etiğine, Kant’ın ödev etiğine ve pragmatist etiğe şiddetle karşı çıkarlar. Bu ideolojilerin ya akıl temelli ödevi ya hazzı salt öne çıkardıklarını veyahut da insanın bütünsel gelişimini göz ardı ettiklerini iddia ederler.
Kültürel yaklaşımda ahlaki yaşamın nihai hedefi, bireyin kendini gerçekleştirmesi ve bu gelişimin bütünlüklü olarak sağlanmasıdır.
Tüm insani güçler dengeli ve ahenkli olarak gelişmelidir. Bildung’un esası son tahlilde yürektir.
Kültürel Yaklaşımın Eğitim Anlayışı ve Nietzsche
Kültürel yaklaşım savunucuları, insanın kendisini tam olarak gerçekleştirmesinin yolunun eğitimden geçtiğini öne sürerler. Eğitim ise bireyin potansiyel ve güçlerinin evrensel kültür yoluyla şekillenmesini ifade eder.
Biz örnek olması bakımından yaklaşımın temsilcilerinden F. Nietzsche’yi burada ele alacağız.
Nietzsche, belli bir eğitim olmadan kültürün, kültür olmadan da eğitimin olamayacağını düşünür.
İnsanı hayvandan ayıran şey de ona göre kültür üretebilmesidir.
- Eğitimin amacı da kültürlü insan yetiştirmektir. Yaşadığı çağda maddi zenginlik ve konforun değerli bulunmasına karşı olan filozof dönemini cehalet kültürü üreten bir çağ olarak görmekteydi.
- Nietzsche yüksek kültürü dil, yaratıcı sanat, sağlam tarih ve hayatı olumlayan felsefe gibi disiplinlerle tanımlamıştır.
- Onun eğitim felsefesinin amacı, sahici veya üstün insanlar yaratılması yoluyla gerçek kültürün oluşturulmasını temin etmektir.
- Eğitimi meşrulaştıran en mühim şey, özgür ruhlu insanların veya üstün insanların yaratılması suretiyle kültürün geliştirilmesidir.
- Modern toplum konfor ve zenginliğe olan düşkünlüğüyle gerçeklikten uzaktır. Bu da kültürün ve bireyin eğitiminin duraksamasına yol açmaktadır.
- Eğitim devlet eliyle bir yandan yaygınlaştırılmakta diğer yandan bunun sonucu olarak da azaltılıp zayıflatılmaktadır. Bu şekilde bir yaklaşımda tek amaç faydacılıktır. Bunu sonuçları ise ölümcüldür. Zira bu yaklaşım sonucu genişleyen bilim alanı ile dar bir alanda uzmanlık ötesine geçebilen bilim insanı bulunmamaktadır. Böylesi bir bilim insanı da halktan biri gibi olup çıkmaktadır. Bir vidayı çevirmekten başka uzmanlığı olmayan bu uzmanlar fabrika işçisinden aslında farksızdır.
- Yaygın kültür ve bu tip bilim insanının uzmanlık kültürünü tanımlayan şey, gazete kültürüdür.
- Bundan kurtulmanın yolu güçlü bir reform hareketidir. Bu reform ise öncelikle dilde yapılmalıdır. Çünkü dil kültürün aktarım aracıdır…
- Geçmişiyle ve bugünüyle bilinmeli, yaşatılmalıdır. Alman klasik yapıtları bu anlamda oldukça önemlidir.
Nietzsche ve Eğitim
- Nietzsche, eğitimin iki formu olduğundan da bahseder.
- Eğitimin kültüre götüren formu
- Hayatın gereklerinden ortaya çıkan eğitim kurumları
İnsanın hayatını sürdürmek ve geçim maksadıyla edindiği eğitimin esasen bir değeri ve yüksek kültürle ilişkisi yoktur.
- Hakiki eğitimi değişmeceli bir tarzda izah eden filozofa göre bu eğitim imkânının iki yolu vardır:
- Düz bir meslek eğitimi alınan kültürden nasiplenmemişlerin eğitim yolu
- İnsanı doğanın üstüne yükselten kültür yoludur. Bu yol meşakkatli ve yolcusu az olan bir yoldur. Bu yolda gidenler «gerçek insanlar-hayvan olmayanlar» tır. Bu yolda gidenler ise 3 kategoride yer alırlar:
- Dâhiler veya öğretmen filozoflar
- Dahi olmaları muhtemel üst düzey öğrenciler
- Dahi yetiştirmek için faydaları olabilecek daha az yetenekli asistan öğrenciler
- Nietzsche, bu anlamda Schopenhauer, Montaigne, Rousseau gibi filozofları örnek verir.
- Bundan başka sanatçı ve azizlerden de faydalanılmasını önerir.
Dünyanın var olduğu zamandan günümüze kadar, ilkel kabilelerden gelişmiş medeniyetlere kadar, bütün toplumlar arası iletişim aracı dildir. Kültürlerin nesiller boyunca aktarımı dilin kullanımı ile mümkün olmuştur ve olmaya devam edecektir.