Ferdinand De Saussure (1857-1913), modern dilbilimin temellerini atan İsviçreli dilbilimcidir. 1916’da ölümünden sonra öğrencileri tarafından ders notları bir araya getirilerek, bize yapısal dilbilimin temelleri hakkında fikir veren dilin doğasına dair fikir ve analizlerin yer aldığı Cours de Linguistiques Générale (Genel Dilbilim Dersleri) kitabı yayımlanmıştır.
Ferdinand De Saussure ve Yapısal Dilbilimin Temel İlkeleri
Dilbilim üzerine çalışma yapan herkes için Saussure’ün Cours de Linguistiques Générale (Genel Dilbilim Dersleri) adlı eserinde ortaya attığı başlıca ikilemlere ve kavramlara aşina olmak önemlidir. Bu ilkeler ve kavramlar, Yapısal Dilbilim’in temellerini oluşturmaktadır.
Saussure’e Göre Dilbilimin Görevleri
Saussure (1976:27), dilbilimin görevlerini üç başlık altında sıralamıştır.
- Dilbilimin görevi, ulaşılabilen bütün dilleri benimseyerek bu dillerin tarihlerini incelemektir. Yani dil ailelerinin evrimini incelemek, her ailedeki temel dillerin ilk biçimlerini ortaya koymaktır.
- Tüm dünya dillerinde sürekli ve evrensel olarak kendini gösteren güçleri araştırmak
- Kendi sınırlarını çizerek kendisini tanımlamak
Saussure’un Temel Görüşleri
Ferdinand De Saussure’ün dil olgusuna yaklaşımının temelini dizge (sistem) kavramı oluşturmaktadır. Saussure dizge kavramını bir biçim olarak ele almaktadır. Diğer bilimlerde araştırmacılar var olan konular üzerinde işlem yaparak, bu konuları farklı bakış açılarıyla işleyebilirler ancak dilbilimde durum bu şekilde değildir. Saussure, dilbilimci araştırma nesnesini diğer bilimlerden farklı olarak ele alınan olgu öğeleri arasındaki farklılıklardan ve karşıtlıklardan kavrayabilir (Saussure, 1979:29).
Dil ve Söz
Dil, belirli bir toplumsal grup tarafından iletişim için tasarlanmış işaretlere, kurallara ve kalıplara sahip dil sistemini temsil etmektedir. Söz ise dilin somut olarak kullanımıdır. Yani belirli bir konuşucu tarafından dilin belirli bir anda uygulanmasıdır. Saussure (1976:30)’e göre, somut ve bireye özgü olan “söz”ün arkasında, onu belirleyen soyut ve toplumsal bir sistem bulunmaktadır. Dilbilimin amacı bu yapıyı orta çıkarmaktır. Bir dilin devamlılığını ve buna bağlı olarak bir iletişim aracı işlevi görmesini sağlayan şey sözdür.
Dizimsel ve Dizisel Bağıntılar
Saussure bir dil durumunda her şeyin bağıntılara dayandığı düşüncesindedir ve dil dizgesi içinde iki tür bağıntıdan bahsetmektedir. Bunlar dizimsel ve dizisel bağıntılardır. Dil öğelerinin düşey bağıntıları dizisel olarak adlandırılmaktadır (Yüksek, 1995:25). Belirli bir tümce içinde kullanılmayıp; kullanılmış olan özgül bir sözcükle aynı görevsel niteliği taşımasından dolayı, söz konusu sözcüğüm yerine kullanılabilecek sözcüler, o dilin dizisel bağıntılarını oluşturmaktadır. Dizimsel bağıntı bir tümce içerisinde yer alan sözcüklerin kendisinden önce ve sonra gelen sözcüklerle yatay ilişkisini ve çizgi içerisindeki konumunu belirlemektedir.
Eşzamanlılık / Artzamanlılık
Saussure dilin iki ayrı yaklaşımla incelenebileceğini öne sürmektedir. Bunlar eşzamanlı ve artzamanlı incelemedir. Artzamanlılık, bir dilin tüm durumlarının tek bir zaman düzleminde incelenmesidir. Eşzamanlılık ise dilin belirli bir zaman dilimi içerisinde incelenmesidir. Eşzamanlılık dilin statik yönünü, belirli bir zaman içerisindeki durumunu ele alırken, art zamanlılık dilin tarihsel dönemdeki gelişimi içindeki dönemlerini incelemektedir.
Gösteren ve Gösterilen
Dilin arkasındaki temel yapı olan göstergeyi oluşturan iki öğeden iletişim imgesi gösteren; kavram ise gösterilen olarak adlandırılmaktadır. Herhangi bir dilde söylenen sözcük ile bu sözcüğün zihnimizde oluşturduğu kavram göstergeyi oluşturmaktadır.
Ferdinand De Saussure Kimdir?
Çeviri Çözümleri