Tehlike Altındaki Diller
Birçok dil, zaman içinde ana dil konuşanlar tarafından az kullanılmış ve hatta tamamen yok olmuştur. Bu diller, kendileri yerine daha fazla kullanılan diller ile yer değiştirmiştir. Bunun en bilinen örnekleri arasında, Amerika’da kullanılan İngilizce ve Meksika’da kullanılan İspanyolca yer alır. Kullanımı azalan ya da yok olan diller, yeni jenerasyon tarafından konuşulmamakta, bebeklere öğretilmemekte ya da bir dil olarak yetişkinler tarafından eğitimi verilmemektedir. Bu nedenle bu diller, tehlike altındadır ve bu dilleri konuşan son kişi öldüğünde dil de onunla birlikte yok olacaktır. İşte tehlike altındaki diller…
Diller Nasıl Yok Olur?
Bir dil çağın gereksinimleri nedeniyle başka bir dil ile yer değiştirebilir. Örneğin günümüzde İngilizcenin birçok dile dahil olması, bazı ülkelerde resmi dillerden sayılması ve üzerine yoğun eğitim verilmesi daha ileriki zamanlarda yerel dillerin konuşma oranında azalmaya neden olabilir. Aynı şekilde politik durumlar ve savaş sırasında yabancı bir ülkenin istilasında, sömürüsünde olmak da dil kullanımını etkiler. Yıllardır İngiliz sömürgesinde kalan Hindistan’ın bazı kelimeleri doğrudan İngilizceden gelir. Fakat bir dil, konuşan kişilerin dili kullanmaması ile aniden de yok olabilir.
Tehlike Altındaki Diller – Endangered Languages
Bir dilin kaderi, onu konuşan son jenerasyonun artık çocuklarına bu dili öğretmemesi ile son bulabilir. Genellikle diller, yavaş yavaş yok olur ve bu yok olma belli bir süreç gerektirir. Onondaga ve Mohavk gibi New York’un kuzey kesimlerinde ve Kanada sınırlarında konuşulan Illinois dillerinin kullanımı, geçen iki yüzyılda gittikçe azaldı. Fakat bugün hala yaşlı nüfus tarafından konuşulmaktadır. Mohavk’ı ise sayısı az da olsa gençler arasında konuşanlar da vardır.
Dillerde Kısmi Yok Olma Ne Anlama Gelir?
Yaygın olmamakla beraber bazı diller, kısmi yok olma başlığı altında yer alır ve eşiktedirler. Bir ülkede ya da bir kitle tarafından konuşulmazlar; belli görevleri yerine getirmek için bazı alanlarda kullanılırlar. Sadece dini belgelerde kullanılan dillerin varlığı buna bir örnektir. Bu diller, “ölü dil” olarak düşünülür. Çünkü konuşan kişi yoktur. Fakat bu dillerin kullanılmasının bir amacı olduğu için diğer diller tarafından yerlerine geçilemez. Yani konuşma dilinde yok olsa da yazılı metinlerde varlığını koruyan diller, kısmi olarak yok olmuştur.
Tehlike Altındaki ve Yok Olmuş Dillere Bazı Örnekler
Birçok Kuzey Amerika dilinin zaman içinde ana dil konuşan kişi sayısı azalmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yerli dillerinin sadece %20’si günümüzde çocuklara öğretilmekte ve yeni nesilde devamlılığı sağlanmaktadır. Yüzlercesi çoktan yazılı ve sözel dilde kaybolmuştur. 1500’lerde – Avrupa ile ilk iletişime geçildiği zamanlarda- Amerika boyunca konuşulan 1000’den fazla yerli dili vardır. Bir zamanlar yaygın olarak konuşulan Komançi, Apaçi ve Çeroki gibi Kızılderili dillerinin şimdilerde neredeyse hiç kullanımı yoktur.
Tarih boyunca bu örnekteki gibi kaybolan diller olmuştur. Hint-Avrupa dillerinden Hititçe ve Toharca şu anda kullanılmamaktadır. Hititçe, 3500 yıl önce kaderine terk edilirken Toharca Milattan sonra 1000 yıllarında 2 diyalektinde de geçerliliğini yitirmiştir. Şimdilerde İngilizce nasıl lingua franca ise bir zamanlar Mezopotamyanın lingua francası da Akatçaydı. Ancak bu dil de yok oldu. Bunlar haricinde yok olan diğer diller arasında eski Hristiyan kiliselerinin edebi metinlerinde kullanılan Antik Mısır dili, Doğu Avrupa’da 7-12. yüzyıllar arasında Türkler tarafından konuşulan Peçenek dili, 3-10. yüzyıllar arası Gotlar tarafından konuşulan, Doğu Cermen dillerinden gelen ve 4. yüzyıl İncil çevirisinin 6. yüzyıldaki kopyasını oluşturan Codex Argenteus’un dili Gotça yer almaktadır.
Yok Olmak Üzere Olan Lehçeler
Yüzyıllar boyunca sadece diller yok olmamış, buna lehçeler de eşlik etmiştir. Dilbilimciler, Amerikada konuşulan birçok lehçenin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünmektedir. Sosyolinguist Wal Wolfram, Kuzey Karolina’nın sahillerine yakın Ocracoke Ada’sında konuşulan lehçeler üzerine çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmanın en önemli nedeni, tehlike altındaki lehçenin korumaya alınmasını sağlamaktır. Çünkü birçok genç Ocracoke yerlisi, adayı terk ederek çocuklarını farklı bölgelerde büyütmekte ve yerel dili kullanmamaktadır. Bu nedenle yavaş yavaş bu yerel dil yok olmaya başlayacaktır. Tatil severler ve emekliler, bu adaya yerleşerek adada yaşayan yerli halkın sayısını azaltmaktadır. Adanın doğal güzellikleri misafirleri çekmekte ve ironik bir şekilde ada sakinlerinin ilginç lehçesi onları cezbetmektedir.
Dilbilimcilerin tehlike altındaki diller listesi, son derece kabarıktır. Onlar, bu diller üzerine çalışmalar yaparak, dil bilgisi yapılarını, fonetik kurallarını belgeleyerek, son ana dil konuşanlarını kayıt altına alarak bu dilleri korumaya çalışırlar. Her dil, dil bilgisi yapıları ile insan bilişinin doğası hakkında bilgi vermektedir ve eşsiz bir düşünce yapısını sunar. Bir dilin yok olması trajiktir; sadece biliş düzeyinde kaybolmalar yaşanmaz, koca bir kültür yerle bir olur.
Dilbilimciler, yok olan dilleri koruma işinde yalnız değildir. Dil kulüplerinin sponsorluğu altında ve bazı hükümetlerin teşviki ile yetişkinlere ve çocuklara bu diller öğretilir. Örneğin Gael Linn, İrlanda’da yetişkinler için Galce dersler veren özel bir organizasyondur. İrlanda’da yüzlerce devlet okulu, bütün derslerini Galce işlemektedir. Hawaii’de de adanın ana dili olan Hawaii dilini korumaya ve öğretmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
Tehlike Altındaki Diller
Çeviri Çözümleri